Hz Mevlânâ'nın aşkların en büyüğüne, hakk'ın rahmetine kavuştuğu gündür. Mevlânâ'nın ölüm gününe, gelin gecesi manasına gelen Şeb'i Arûs Günü denir. Zira Mevlânâ öldüğü zaman sevdiğine, aşkına yani Allah'a kavuşacaktır. Bu yüzden Şeb'i Arûs, Mevlânâ için ölüm günü değil, düğün günü, gelin gecesidir. Şeb'i Arûs gününde tef çalınır, ney üflenir, semâ edilir.
Her kim aşk ile yanıp tutuşmamışsa; o, uçmayan, kanatsız kuş gibidir. (Mevlana)
Photo by Elif Dağlı
Su oldum ki, köpürerek, koşarak, başımı taştan taşa vurarak, secdeler ederek senin gül bahçene varayım
Toprak oldum, toprak oldum ki, senden feyiz alarak rahmet alarak yeşilleneyim, çiçekler bitireyim. Canlılara yararlı meyveler yetiştireyim.
Hoş olmuşum, hoş olmuşum. “Benlik evini yakayım da sahralara düşeyim.” diye bir ateş parçası olmuşum
Koşayım, koşayım da, Hakk yoluna düşen atlılara ulaşayım. Yok olayım, yok olayım da sevgiliye kavuşayım. (Mevlana)
Mevlana’nın Kendisine Aşkı Öğreten Can Yoldaşı Tebrizli Şems’e Yazdığı Duygu Dolu Mektup...
Kelebekler senin yüzünün değdiği yere yayıyor kanatlarını. Şu dar gönlümün kozasından çıkmaya çalışıyorum. Sonsuz genişliklerin sırrı iki dudağının arasında saklıdır. Bir kelam söyle ne olur! Her hecenin tınısında duymak istiyorum. Rüzgârlar savursun beni, yağmurların hepsi alnıma düşsün, taşların hepsi göğsüme düşsün. Senin ayaklarını öpen kocaman bir dağ olayım. Çöller savrulsun dağlar aradan çekilsin, yokuşlar ve inişler bitsin ki yürüdüğün yollara toz olayım. Çöldeyim, susuzum. Kuyularda Yusuf um. Sözlerin bana Züleyha. Ateşlerde İbrahim’im. Gözlerin bana derya. Sancılar içinde Meryem im. Bakışın bana İsa. Yaralar içinde Eyyub’um. Hasretin bana şifa. Ölüler içinde bir ölüyüm ellerin bana musalla. Ah ah! Gönlüm, çilem, aşkım, kederim, acım, gönüm! Sustuk. a hoş geçimlim, dile geldikçe parlayan alevim. Kopup saçılan gerdanlığında soylu nedimelerin, savrulan incileri yere inen hüzünlerim. Aramadan bulduğum yola koyulmuş göçüm. Bir türlü kavuşamadığım, kavuşmaya doyamadığım. Dışında olamadığım, içinden çıkamadığım. Gecelerin hakimi, gözyaşlarımın pınarı efendim. Tozunu yıkamaya erişemediğim, pasını silemediğim. Karanlığım Güneş’im. Gönlüm aziz dostum! Nerelerdesin, ya dön artık yurduna, ya da iki satır yaz bize… Kim gücendirdi senin o nazende yüreğini, hangi kem söz, hangi sinsi nazar seni benden kopardı ey Şems. Varım yoğum sensin. Sende yoksan ben bir hiçim bilmez misin? Kavline mestan olan Mevlana ya ayrılığı hediye etme..
ETME
Etme Şems...
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Sen yâd eller dünyasında ne arıyorsun yabancı Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun etme
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru Çalınmış başkalarına ediyorsun etme
Ey ay felek harap olmuş alt üst olmuş senin için Bizi öyle harap öyle alt üst ediyorsun etme
Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle Huzurumu bozuyorsun sen mahvediyorsun etme
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme
Mevlana Celaleddin Rumi
2 yorum:
bu postunu bizimle payladigin için cok tesekutr ediyorum ,mevlana hakkinda bir postta ben yayinlamak istiyorum ,ama hazirligi bir turlu bitmedi,en guzelini yapayim derken hic yapamadim.onun buyuklugun karsisinda kendimi pek beceriksiz gordum.tkrar tebrikler.
tesekkür ederim edacım. Ben birşey yapmadım en güzelini en duygulusunu Mevlana ve Şems söylemiş. Onların büyülü dünyasını keşfedenlerden olmana sevindim. Aşkla sevgiyle kal...
Yorum Gönder